WwW.CHaTKaLBiM.CoM FORUM SİTESİNE HOŞGELDİNİZ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WwW.CHaTKaLBiM.CoM FORUM SİTESİNE HOŞGELDİNİZ

ÜYE OLURKEN KULLANACAĞINIZ ŞİFRE HARF VE SAYI İÇERMESİ MECBURİDİR

En son konular

» ChatKalbim.Com (KalbimFM) DJ'leri
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptyC.tesi Kas. 13, 2010 2:56 pm tarafından efsane

» AtakaN_05 Daha neolsun
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptyC.tesi Kas. 06, 2010 5:18 am tarafından DisCoNNeCt

» Server de ki Gorevkilerin hakkın da
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptyC.tesi Ekim 30, 2010 4:18 am tarafından DisCoNNeCt

» Nohutlu Gurcu Çorbası
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptyCuma Ekim 29, 2010 10:04 am tarafından Cin

» din büyüklerimizden güzel sözler
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptySalı Ekim 26, 2010 4:19 am tarafından DisCoNNeCt

» salatı tefriciye'nin hukmu nedir?
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptySalı Ekim 26, 2010 4:14 am tarafından DisCoNNeCt

» ibâdet nedir
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptySalı Ekim 26, 2010 4:14 am tarafından DisCoNNeCt

» PEYGAMBERİ ANLAMAK SÜNNETULLAH'IN ÇEMBERİNDEN GEÇER.
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptySalı Ekim 26, 2010 4:12 am tarafından DisCoNNeCt

» Tevbe - islami şiir - Dini video klip
 Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  EmptySalı Ekim 26, 2010 12:54 am tarafından DisCoNNeCt

Tarıyıcı

Dost Siteler

WwW.CHaTKaLBiM.CoM WwW.RaDYoeFSaNe.uS

    Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?

    DisCoNNeCt
    DisCoNNeCt


    Mesaj Sayısı : 98
    Puan : 265
    Kayıt tarihi : 07/10/10
    Nerden : Sivas

     Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?  Empty Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?

    Mesaj tarafından DisCoNNeCt Paz Ekim 24, 2010 5:24 pm

    Peygamber Efendimizin mübarek kalbi, bütün insanlara karşı bir şefkat ve merhamet kaynağını andırıyordu. Mini mini yavrulara, şipşirin çocuklara karşı ise bambaşka bir muhabbet, apayrı bir şefkat besliyordu. Hele kendi çocuklarına karşı âdeta bir şefkat ve sevgi deryasıydı.
    Melekler Mekanı - Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz?


    Hz. Hatice'den dünyaya gelen üç oğlu Kasım, Abdullah ve Tâhir'i, henüz Mekke'de iken ve bebek yaşta ebedî âleme uğurlamıştı. Onların ebedî âleme göçüyle mübarek kalbleri oldukça teessür duymuştu. Fakat, Hz. Mâriye'den sevgili oğlu İbrahim'in dünyaya gelişi onu bir derece tesellî ediyordu. Bu sebeple, bu biricik oğlunu fazlasıyla seviyordu. Mübarek elleriyle başını okşuyor, kucağına alıp göğsüne basarak bu sevgi ve şefkatini izhar ediyordu.



    Evet, şefkat, "rahmet-i İlâhiyye'nin en lâtif, en güzel, en hoş, en şirin cilverindendir." Şefkatin en şirini de evlâda karşı duyulanıdır. Çocuk ise, Cenâb-ı Hakk'ın, anne babaya muvakkaten teslim edilmiş bir emanetidir.



    İşte, Resûl-i Kibriya Efendimiz, her emanet gibi, bu emanete karşı da gereken alâkayı esirgemiyordu. Çocuğunu, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetinin bir cilvesi olarak görüyor ve onun için seviyor, bağrına basıyordu.




    Hz. İbrahim, 16 ayına henüz ayak basmıştı.



    Bu sırada Peygamber Efendimiz, onun hastalandığı haberini aldı. Sevgili oğlunun annesi Hz. Mâriye ile birlikte oturdukları bağ içindeki evine gitti.



    Peygamber Efendimiz, hasta yatan nur topu oğlunun gözlerinde eski parlaklığı ve hareketli bakışları göremiyordu. Gürbüz ve hareketli İbrahim, bir anda sessiz, sakin ve dünyadan küsmüş gibi duruyordu. Bu haliyle ebedî âleme yolcu olduğunu âdeta ifade etmek istiyordu.



    Bunu fark eden Efendimiz, kucağında tuttuğu sevgili oğlunun yavaş yavaş kayan gözlerine bakarak,
    "ALLAH'ın takdirine karşı elden ne gelir, ey İbrahim?
    diye buyurdu.



    Az sonra İbrahim, fâni dünyaya gözlerini yumdu.



    Bu esnada Efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar boşandı.



    Hz. Abdurrahmân b. Avf,
    "Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz? Böyle ağlamaktan halkı menetmemiş miydiniz?"
    deyince, Efendimiz şöyle buyurdular:
    "Ey İbn-i Avf!.. Ben size günah ve ahmaklığın ifadesi olan iki ağlayış ve bağırışı yasakladım: Nîmete kavuşulduğu sıradaki eğlence, oyun bağırışından ve musibet ve felâket sırasındaki bağırışiyla yüz göz tırmalamak, üst baş yırtmaktan... Benim bu ağlamam ise, şefkatin eseridir, acımadan ibarettir. Merhamet etmeyene, merhamet edilmez!"
    "Göz Ağlar, Kalb Üzülür. "



    Peygamber Efendimiz, yukarıdaki dersinden sonra da gözyaşlarına hâkim olamadı. Gözleri yaşla dolunca,
    "Göz yaş döker, kalb teessür duyar. Biz, Yüce Rabbimizin razı olacağı sözden başkasını söylemeyiz."
    buyurdu ve ilâve etti:
    "Vallahi, ey İbrahim! Senin ayrılığın, bizi fazlasıyla mahzun etti."
    Bir erkek evlâda doyamamanin hasretli gözyaşlarını akıtan Efendimiz, daha sonra karşısındaki dağa bakarak,
    "Ey dağ!.. Eğer bendeki üzüntü sende olsaydı, muhakkak, yıkılmış, gitmiştin! Fakat, biz, ALLAH'ın bize emrettiğini söyleriz: 'İnnâ lillah ve innâ ileyhi raciûn.' "







      Forum Saati Paz Mayıs 12, 2024 12:27 am