ibâdet: Cenâb-ı Hakk’ın bütün âlemi kuşatan Ulûhiyyetine karşılık ubûdiyyetle mukábele etmek, kullukta bulunmak. Allâh’a inanıp O’nu severek namâz ve oruç gibi amel-i sâlihleri (tâat) yapma;
Allah’tan korkarak O’nun zekât ve hacc gibi emirlerine karşı gelmekten kaçınma; fâiz yemek, içki içmek ve kumar oynamak gibi yasak ve harâmlarından sakınarak takvâya sarılma; kendi putu olan benlik ve gurûrunu bir kenara atarak haddini bilen bir kul, O’ndan korkararak edebli bir köle olma hâli.
Meleklerin bir kısmının secde, kıyâm ve rükû’ gibi fıtrî kulluk hâli üzere olmaları; bir kısmının da izn-i İlâhî ile yağmur, kar, fırtına, büyüme ve gelişme gibi tabiat kánûnlarının icrâsında verilen nezâret vazîfesini yapmaları dahi onların ibâdetidir. Cinlerin de insânlar gibi emirlere itâat ve yasaklardan kaçınarak köle ve abd olmaları.
Toprak ve su gibi cemâdât; otlar ve ağaçlar gibi nebâtât; kurtlar ve kuşlar gibi hayvânâtın dahi kendilerine verilen saksılık, meyve ve sebze verme, yumurtlama, et ve süt verme gibi vazîfelerini harfiyyen yerine getirmeleri. Sünnet-i seniyeyye uygun güzel davranışlar.
Sâlih ameller ve takvâ. Bunların birincisi yapmaktan ibâret “müsbet ibâdet”; ikincisi de yapmamaktan, sakınmak ve kaçınmaktan ibâret “menfî ibâdet”tir. Allâh’ın rızasına uygun iyilikler ya “îmân” gibi kalb ile olur; veyâ “namâz” gibi hem kalb ve hem de beden ile olur; veyâhut da “zekât ve sadaka” gibi kalb ve mal ile olur.
Müellif-i muhterem (ra), “A’mâl-i kalbînin şemsi îmândır. A’mâl-i bedeniyyenin fihristesi namâzdır. A’mâl-i mâliyyenin kutbu zekâttır” demiştir
Allah’tan korkarak O’nun zekât ve hacc gibi emirlerine karşı gelmekten kaçınma; fâiz yemek, içki içmek ve kumar oynamak gibi yasak ve harâmlarından sakınarak takvâya sarılma; kendi putu olan benlik ve gurûrunu bir kenara atarak haddini bilen bir kul, O’ndan korkararak edebli bir köle olma hâli.
Meleklerin bir kısmının secde, kıyâm ve rükû’ gibi fıtrî kulluk hâli üzere olmaları; bir kısmının da izn-i İlâhî ile yağmur, kar, fırtına, büyüme ve gelişme gibi tabiat kánûnlarının icrâsında verilen nezâret vazîfesini yapmaları dahi onların ibâdetidir. Cinlerin de insânlar gibi emirlere itâat ve yasaklardan kaçınarak köle ve abd olmaları.
Toprak ve su gibi cemâdât; otlar ve ağaçlar gibi nebâtât; kurtlar ve kuşlar gibi hayvânâtın dahi kendilerine verilen saksılık, meyve ve sebze verme, yumurtlama, et ve süt verme gibi vazîfelerini harfiyyen yerine getirmeleri. Sünnet-i seniyeyye uygun güzel davranışlar.
Sâlih ameller ve takvâ. Bunların birincisi yapmaktan ibâret “müsbet ibâdet”; ikincisi de yapmamaktan, sakınmak ve kaçınmaktan ibâret “menfî ibâdet”tir. Allâh’ın rızasına uygun iyilikler ya “îmân” gibi kalb ile olur; veyâ “namâz” gibi hem kalb ve hem de beden ile olur; veyâhut da “zekât ve sadaka” gibi kalb ve mal ile olur.
Müellif-i muhterem (ra), “A’mâl-i kalbînin şemsi îmândır. A’mâl-i bedeniyyenin fihristesi namâzdır. A’mâl-i mâliyyenin kutbu zekâttır” demiştir
C.tesi Kas. 13, 2010 2:56 pm tarafından efsane
» AtakaN_05 Daha neolsun
C.tesi Kas. 06, 2010 5:18 am tarafından DisCoNNeCt
» Server de ki Gorevkilerin hakkın da
C.tesi Ekim 30, 2010 4:18 am tarafından DisCoNNeCt
» Nohutlu Gurcu Çorbası
Cuma Ekim 29, 2010 10:04 am tarafından Cin
» din büyüklerimizden güzel sözler
Salı Ekim 26, 2010 4:19 am tarafından DisCoNNeCt
» salatı tefriciye'nin hukmu nedir?
Salı Ekim 26, 2010 4:14 am tarafından DisCoNNeCt
» ibâdet nedir
Salı Ekim 26, 2010 4:14 am tarafından DisCoNNeCt
» PEYGAMBERİ ANLAMAK SÜNNETULLAH'IN ÇEMBERİNDEN GEÇER.
Salı Ekim 26, 2010 4:12 am tarafından DisCoNNeCt
» Tevbe - islami şiir - Dini video klip
Salı Ekim 26, 2010 12:54 am tarafından DisCoNNeCt